12 Kasım 2008 Çarşamba

Fenerbahçe-Galatasaray




Maçı özetleyen fotograf olmuş gerçektende. Ama belliydi böle olucağı. Her sene oluyor yani. Kimse anlayamadı Fenerbahçe-Galatasaray maçlarının ayrı bir havada oynandığını. Hani insandır anlamaz, ona lafım yok. Ama geçimini spor yorumculuğu yaparak sağlayan insanlara kızıyorum. Ne demek canım Fenerbahçe'yi bu kadar küçümsemek. Sahip olduğu potansiyeli hiçe saymak.

Sözüm Hıncal Uluç'a:
'Keşke iddaya girseydik be :)'

Fenerbahçe hakkındaki fikirlerime gelince. Bence Deivid bu takımın ne kadar yavaş atağa çıktığını gösterdi bize. Ve kaleye dikine gitmeyi düşünen bir adamın neler yapabileceğini. Şunuda belirtmek isterim ayrıca, benim çılgınlar gibi beğendiğim Deivid, kendisininde bahsettiği gibi daha performansının %30' unda değil. Geçen seneki formuna bir an önce kavuşursa Fenerbahçe' nin Beyaz Atlı Prensi olur adeta.



Birazda Selçuk Şahin' den bahsedelim. Maçın kesinlikle kilit adamıydı. Defans hatasından yediğimiz golü nasıl çıkaracağız diye düşünürken kara kara; topu iğne deliğinden geçirdi. Hemde kazara değil, bir önceki pozisyondan belli ederek. Attığı gol maçın kilit adamı yapmadı tabiki Selçuk' u. Ortasahada yaptığı presler, topu alan oyuncunun yüzünü kaleye döndürmemek için kendini parçalaması ve daha birsürü faydalı hareketleri. Hatta şunu söyleyebilirim. Selçuk Şahin Fenerbahçe forması altında ilk defa doğru düzgün bir sarı kart gördü. İsteği, azmi, hırsı yüzünden bir sarı kart gördü. Bu galibiyeti en çok isteyen kişiydi şüphesiz. Buda onu maçın kilit oyuncusu yaptı.


Son olarak Fenerbahçe' nin forvet sıkıntısına değinmek istiyorum. Mateja Kezman' ın yaşattığı şokları atlatamadan yenisini aldık başımıza adeta. Guiza çok kaliteli bir futbolcu. Kendini maça %100 veriyor. Kondisyonunu son damlasına kadar kullanıyor. Ama belki de yedeğe çekilme zamanı gelmiştir. Çünkü yeterli olamıyor. Artık Fenerahçe formasıyla gol atan bir forvet görmek istiyorum. Ayrıca acilen gece hayatını ve sigarayı bırakması gerekiyor :)

Hiç yorum yok: