13 Ocak 2009 Salı

Mehmet Okur


Dün gece, yani bu sabaha karşı Utah Jazz ve Indiana Pacers maçı vardı. Dedim hazır uykum kaçmışken oturayım basket maçı izliyim.
Memo inanılmaz oynadı. Zenci gibi oynamadı ama potaya yolladığı toplardan çok azını ıskaladı. Sonuç olarak 120 ye bilmemne yendiler ve Memo 43 sayı, 9 ribaund, 3 asistle oynadı.
Valla bravo

11 Ocak 2009 Pazar

Levent İsrail Konsolosluğu önünde protesto

Gecenin bi saatinde Taksim'den eve dönmeye çalışıyoruz abimle. Zincirlikuyu civarlarında trafik duruyor. Bekliyoruz ama ne fayda santim santim ilerliyor resmen. Aradan yarım saat geçiyor, Metrocity civarlarına yaklaşıyoruz-ki Zincirlikuyu'dan sonra Metrocity 150 metre falan- Ellerinde puşiler, Filistin bayrakları, "Kahrolsun İsrail" yazılı atkılar olan satıcılar çıkıyor. Biraz daha ilerliyoruz, gecenin bir köründe birkaç bin insan işi gücü bırakmış gelmiş oraya. Zannedersem oralarda bir yerde İsrail Konsolosluğu varmış. Hadi tamam geldiniz protesto falan güzelde, neden trafiği kapatıyosunuz ki? Tepkinizi göstermenin daha etkili bi yolu yok mu yani. Eminim ki o saatte kimse yoktur zaten içerde:)
Birde ellerinde megafon kafalarında takke tekbir getiren amcalar vardı ki, takdire şayan. Hayatlarında ellerine bir kere Türkiye bayrağı almamış insanların(eminim), orda kocaman kocaman Filistin bayraklarını, birer tribün amigosu edasında sallamaları üzücüydü gerçekten.
Herneyse olan Derbent otobüs durağının arkasına yeni dikilen çiçeklere oldu. Trafik yüzünden aşırı sıkıştım, dayanamadım koyverdim. İçim buruk, pişman değilim.

9 Ocak 2009 Cuma

Issız Adam

Hiç istemeden, kız arkadaşımın zoruyla götürüldüm bu filme. İzlemek istemiyordum çünkü başıma gelecekleri biliyodum. Ve beklediğim oldu. Film bitip salonun ışıkları açıldıgında gözlerini diger insanlardan saklamaya çalışan onlarca erkekten biriydim bende.
Allahın cezası Çağan Irmak işin sırrını çözmüş. Bende bu adamın filmlerinin insanların üzerinde neden böyle bir ağlama hissiyatı yarattığını çözdüm. Yani çözdüğümü düşünüyorum =)
Çünkü bu arkadaş filmlerindeki hikayeleri yaratırken, herkesin başından geçmiş(büyük ihtimalle) olayları kullanıyor. Yada pek çok insanın korkularından faydalanıyor. Örnegin; benim filmden etkilenmemin sebebi ilerde birgün yalnız kalmaktan korkmamdı bence.
Birde Issız Adam filmi için geçerli olmak üzere: Film Taksim'de geçiyor. Pekçok İstanbullu genç arkadaşın kız arkadaşlarıyla gittikleri yemek yedikleri, dolaştıkları yerlerde.. Onunda bi etkisi var. Hele ki Atlas Pasajı' nın önünde kız arkadaşından ayrılmış gençlerde kesin vardır. Heralde aylarca kendilerine gelemezler.
Hee birde söylemeden olmaz. Filmin müzikleri dehşet vericiydi. Sağlı sollu gelen hüzün kroşelerinin şiddetini ikiye katlıyordu adeta.

Birde resim üzerinde örnek vereyim=) Filmden bir kare. Karede ne görüyoruz. Bir sürü sarı sarı taksi, ötöbüs,kokoreç.. Her türk gencinin yaptıgı, gördüğü şeyler. İşte bu yüzdende vurucu bi film oluyor .
Birde anlamadığım şöle birşey var. Ne istiyor ki bu Çağan Irmak Türk halkından? Gitsin Şahan gibi Cem Yılmaz gibi komedi filmi çeksin arkadaşım. Pislik herif. Çağan fuckin Irmak